Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Antisemitizm

26 Eylül 2009 Cumartesi Sonpeygamber.info / Yazarlar

Antisemitizme dayalı tarihsel ve sosyal algı, Yahudilere yönelik masumiyet ve mazlumluk tezinin ve İsrail'in siyasal ve askeri varlığının en temel dayanağıdır. (…) İsrail ve destekçileri antisemitizm kavramını her zaman canlı tutmaya çalışmakta, kendi varlıklarının ve Hıristiyan Batı tarafından kendilerine sağlanan sınırsız desteğin antisemitizme muhtaç ve bağlı olduğunu düşünmektedirler

Antisemitizm özellikle Ortaçağdan itibaren Hıristiyan Avrupa'da Yahudilere ve Yahudiliğe karşı önyargılara dayalı dışlamacı tutumları, baskı ve zulümleri ifade eden bir kavram olarak karşımıza çıkar. Avrupa'da diyaspora yaşantısı süren Yahudiler Sami kökene dayalı etnik yapıları ve coğrafi kökenleri itibarıyla Hıristiyan Avrupa tarafından ötekileştirilmişler, bu durum Yahudilere karşı yapılan çeşitli takibat ve baskılara vesile yapılmıştır. 13. yüzyıl İngiltere'sinde, 15. yüzyılda İber Yarımadası'nda ve 20. yüzyıl başlarında Avrupa genelinde olduğu gibi... İnancı ve etnik yapısı itibarıyla farklı olan bir halka karşı yapılan baskı ve zulüm "Sami karşıtlığı" yani antisemitizm ile ifade edilmiştir. Burada özel anlamda Sami terimiyle Hıristiyan Avrupa'da özellikle 15. yüzyıl sonrası yaşamakta olan tek Sami halk olan İsrailoğulları etnik kimliğini taşıyan Yahudilerin ve Yahudi inancının kastedilmekte olduğunu belirtelim. Yoksa genel olarak düşünüldüğünde Sami teriminin, yalnızca İsrailoğulları soyundan gelenleri değil, Arami kavimlerin ve soyların tamamını, Arapları, Nebatileri, Süryanileri ve diğer onlarca etnik grubu da kapsamına almakta olduğu açıktır.Gazze'de yaşanan insanlık dramı vicdan sahibi herkesin vicdanını sızlatmaya devam ediyor. Genç yaşlı, bebek çocuk, kadın erkek hiçbir ayrım gözetmeksizin insanlar katlediliyor; kalanlarsa birkaç yıldan beri süregeldiği gibi açlığa, hastalığa ve yalnızlığa mahkûm ediliyor. Adeta bir toplama kampını andıran bölgede sessizce ölmeleri isteniyor; sesini çıkaranların ise üzerlerine dünyanın en gelişmiş silahlarıyla ölüm kusuluyor. Ve neredeyse bütün dünya bunu sessizce izliyor; izlemek bir tarafa birçoğu destek veriyor. Bu zulme karşı sesini yükseltenler anında izole edilmeye, sindirilmeye çalışılıyor. Dahası çeşitli suçlama ve ithamlara maruz bırakılıyor. Bu suçlamaların başında ise antisemit olmak ya da antisemitizme davetiye çıkarmak geliyor. Buna göre İsrail zulmünü ve barbarlığını eleştirmek, buna karşı sesini yükseltmek, duygularını dile getirmek antisemit olmak ya da antisemitizme taraf olmak olarak addediliyor. Peki, İsrail'in bu zulmüne ve saldırganlığına meşruiyet zemini oluşturan, zulme başkaldıranların üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi asılı tutulan antisemitizm suçlaması nedir?

 

Bütün bunlar antisemitizm kavramına ilişkin iki önemli durumu karşımıza çıkarmaktadır. Bunlardan birincisi bu kavramın bizlere Hıristiyan Avrupa'nın tarihi boyunca kendi Yahudilerine reva gördüğü dışlamacılık, baskı, şiddet ve zulme dayalı bir gerçekliği, sosyal bir durumu anlatması ve bu gerçekliğe zemin hazırlayan zihinsel yapıyı ifade etmesidir.

Bütün bunlar antisemitizm kavramına ilişkin iki önemli durumu karşımıza çıkarmaktadır. Bunlardan birincisi bu kavramın bizlere Hıristiyan Avrupa'nın tarihi boyunca kendi Yahudilerine reva gördüğü dışlamacılık, baskı, şiddet ve zulme dayalı bir gerçekliği, sosyal bir durumu anlatması ve bu gerçekliğe zemin hazırlayan zihinsel yapıyı ifade etmesidir. Buna göre, inançlarından ve etnik kimliklerinden dolayı onları dışlama, toplama ve temerküz kamplarında açlık, yoksulluk ve ölüme mahkûm etme, mallarını, mülklerini ve servetlerini müsadere etmedir antisemitizm. İkinci olarak ise bu kavram, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gerek İsrail'de gerekse dünya genelinde yerleşik olan Yahudilere yönelik "mazlum", "masum" ve "her halükarda korunması gereken halk" imajına meşruiyet zemini oluşturan bir dayanak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu doğrultuda antisemitizm, özellikle bir Yahudi devleti olarak İngiltere himayesinde kurdurulan ve Hıristiyan Batı tarafından sınırsız destek verilen İsrail'e ve İsrail'in saldırgan politikalarına uluslar arası alanda adeta yasallık kazandıran bir dayanak noktasıdır. Hıristiyan Batı'nın tarihsel, teolojik ve sosyal geleneği içerisinde üretilen antisemitizm anlayışı, hiçbir ahlaki norm gözetmeksizin Yahudi siyasal ve askeri oluşumlarına verilen sınırsız desteğin meşruiyet zeminini oluşturmuştur. Antisemitizme dayalı tarihsel ve sosyal algı, Yahudilere yönelik masumiyet ve mazlumluk tezinin ve İsrail'in siyasal ve askeri varlığının en temel dayanağıdır. Her ne kadar bu terim Yahudi karşıtlığı ya da düşmanlığı gibi bir anlam taşıyor olsa da İsrail destekçileri tarafından bu terim İsrail özelinde "İsrail karşıtlığı" şeklinde okunmaktadır. Dolayısıyla İsrail'in siyasal ve askeri varlığına ve politikalarına karşı her duruş, her söylem ve her eleştiri antisemit olmakla itham edilmeye çalışılmaktadır. İsrail ve destekçileri antisemitizm kavramını her zaman canlı tutmaya çalışmakta, kendi varlıklarının ve Hıristiyan Batı tarafından kendilerine sağlanan sınırsız desteğin antisemitizme muhtaç ve bağlı olduğunu düşünmektedirler.