Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Cevaplarınızdan Yol Aldık

26 Eylül 2009 Cumartesi Sonpeygamber.info / Yazarlar


Sorularımız, henüz akıllara çengelini atamadan kalplerinizin harekete geçtiğini gördük,  "Hz. Peygamber hayatınızın neresinde?" sorularına verdiğiniz cevaplarda. Hz. Muhammed (sav) dendiğinde "aklınıza" ilk neyin geldiğini sorduk, cevap "kalpler"den geldi; "nedeni bilinmeyen gözyaşları aklımdan önce harekete geçiyor" dediniz içtenlikle. Verdiğiniz cevapları ilmek ilmek örerken, bu samimiyetin ardındaki Peygamber sevgisini yakından hissettik. Bu sevginin çocuk algısında nasıl bir sahiplenmeye dönüştüğünü ise tebessümle okuduk; "Dedem Peygamber'i öyle candan anlatırdı ki, İslam ve Hz. Muhammed(sav)'in sadece bizim aileye ait olduğunu zannederdim."...

 "Çocukken Peygamberi nasıl algılıyordunuz?" sorusundan alacağımız cevapların soru yumağımızı küçülteceğini düşünürken yumak bir kartopu gibi büyüdü; "Çocukluğumda peygamberin farklı yönleri anlatıldığı için kafamda bir türlü toparlayamıyordum nasıl bir insan olduğunu. Bir yandan savaşlara katılışını ama diğer yandan bir güvercin için küçük bir çocuğa taziyeye gidişini birleştirip değerlendiremiyordum."

 

Çocuk zihninde bir araya getirilemeyen bu iki zıt kutbun büyüdükçe "Denge ve itidal" olduğunu öğrenmiştik. Zira "Peygamberi, O'nu tanımayan insanlara nasıl anlatırdınız?" sorusuna verdiğiniz cevaplarda "Denge"  dediniz. Ardından "Ahlak!", "Sevgi!", "Merhamet!" ve O'na inanmayanların bile büyülendiği haslet; "el-Emin!" dudaklarınızı süsledi.

Ve hep beraber Peygamberle karşılaşmayı hayal etmek istedik. "Karşılaşsak ne sorardık?"

Belki "bir şey soramazdık utancımızdan?". Yoksa sığınıp sorabilir miydik? Sığınabilenler sordu;

"Yaşadığımız hayat nasıldı, doğru hayatlar mı yaşıyorduk",

"Günümüz insanlarıyla sahabe arasındaki fark neydi?",   

"Asr-ı saadetteki Müslümanlarla çağımız insanını karşılaştırmak doğru muydu?",
"Vahye muhatap olmak nasıl bir histi?"

"Miraçta neler olmuştu?"...

Akıllar soru ürete dursun, aşk, peygamberi rüyada görmenin telaşında kendince metodlar geliştiriyordu; "Peygamberi rüyamda görmek için yatmadan önce bir takım ibadetler yapıp, o hayal ile çok geceler yattım, fakat heyecandan sabahlara kadar defalarca uyandığım için net olarak hatırlayamıyorum". "Peygamberi rüyanızda gördünüz mü?" sorusunda arafta bir yerlerdeydi bu cevap.

Velhasıl verdiğiniz cevaplardan bir ödev çıkardık kendimize; Peygamber sevgisini bilinçli bir sevgiye dönüştürmenin, bilgiyi sevgi ile harmanlamanın çabasıyla yolumuza devam etmeliyiz, Peygamberimizi herkese anlatmalıyız...

        Selam ve duâ ile...