Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Kadınların Çoğu Cehennemlik mi?

27 Mayıs 2014 Salı Dosyalar / İslam ve Kadın


Editörün notu: "İslam ve Kadın" dosyasında; kadınlarla ilgili 'sahih' olup ancak tam şerh edilemediğinden çeşitli itirazlara neden olan hadisler açıklanacaktır.

Allah’ın, rahmet, merhamet ve adaleti yarattığı tüm varlıklara yöneliktir. O’nun erkeklere rahmet ile muamelede bulunup kadınları bağışlamaması, cenneti erkek kullarına açıp kadın kullarına sırf kadın olarak yaratıldıkları için cehennemde azap etmesi tasavvur edilemez.

İslam dininin temel esaslarını, özellikle Allah’ın isim ve sıfatlarını az çok bilen herkes, Allah’ın “kullarına asla zulmetmeyeceğini” tartışmasız bir biçimde kabul eder, O’nun adalet sahibi olduğu hususunda asla şüphe duymaz. Nitekim Allah Teâlâ da Kitabında cehennem halkına hitaben “Bu, dünyada iken kendi ellerinizle yapmış olduğunuzun karşılığıdır. Yoksa Allah kullara zulmetmez” buyurmuştur. (Âli İmran, 3/182)

Allah’ın, kullarına karşı adaletle muamelesinin en bariz göstergelerinden biri de kullarına mükâfat ya da ceza verdiğinde kadın-erkek ayrımının olmamasıdır. Bu durum bir başka Kur’ân ayetinde şöyle ifade edilmiştir:

“Erkek olsun kadın olsun, her kim de mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (En-Nisa, 4/124)

Dolayısıyla bir kişinin cennet ya da cehennem halkından olması, o kimsenin amelleri ile bağlantılıdır. Allah’ın, rahmet, merhamet ve adaleti yarattığı tüm varlıklara yöneliktir. O’nun erkeklere rahmet ile muamelede bulunup kadınları bağışlamaması, cenneti erkek kullarına açıp kadın kullarına sırf kadın olarak yaratıldıkları için cehennemde azap etmesi tasavvur edilemez. Zira kadını kadın, erkeği erkek olarak yaratan O’dur.

“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah katında en değerli olanınız, en muttaki olanınızdır.” (El-Hucurat, 49/13)

Kur’ân-ı Kerîm’de cinslerin birbirine karşı hiçbir üstünlüğü olmadığını, cinsiyetin ahiret hayatının mutluluk ya da bedbahtlığını belirleyen bir fark olmadığını anlatan bu apaçık ayetlere mukabil hadis literatüründe yer alan bir rivayet ilk bakışta bu ayetlere muhalefet ediyormuş zannına sevk etmekte ve izaha ihtiyaç hissettirmektedir.

Söz konusu rivayet, bir takım metin farklılıkları ile beraber aralarında Abdullah b. Abbas, Cabir b. Abdullah ve Ebu Said el-Hudri’nin de bulunduğu birçok sahabiden nakledilmiştir. Rivayetlerin hepsinin ortak noktası Rasûlullah (sav)’ın bir bayram günü bayram hutbesinden sonra kadın cemaatin yanına gelmesi, onlara vaaz etmesi ve özellikle sadaka vermeye teşvik etmesidir. Bu vaaz esnasında Hz. Peygamber’in yanında yaşının küçük olması sebebiyle Abdullah b. Abbas da bulunmuş, vaazdan sonra Bilal-i Habeşi hanımların verdikleri sadakaları toplamıştır. Bu vaazın muhtevasını aktaran sahabiler, Rasûlullah (sav)’ın sadakayı adeta cehennemden koruyan bir amel olarak tasvir ettiğini belirtmişlerdir. Ebu Said el-Hudri’den menkul habere göre Hz. Peygamber sadakanın bu manadaki ehemmiyetine dair hanımlara:

“Ey kadınlar topluluğu, sadaka veriniz. Ben cehennem halkının çoğunun sizden oluştuğunu gördüm” buyurmuştur. (Buhari, Hayz 6, Müslim, İman 132)

İbn Abbas rivayetinde ise bu ifadeler şöyle aktarılmıştır:

“Bana cehennem gösterildi. Halkının çoğunun kadınlar olduğunu gördüm.” (Buhari, İman 21.)

Rivayetin Cabir b. Abdullah’tan nakledilmiş metninde yer alan ibare ise şöyledir:

“Sadaka veriniz, zira çoğunuz cehennem kütüğüdür.” (Müslim, Salatu’l-îdeyn 4)

Hadisin Hakim b. Hizam adlı sahabiden nakledilen metni ise şöyledir:

“Rasûlullah parmaklarını birleştirerek “Aranızdan cennete girecekler vardır” buyurdu. Daha sonra da “İçinizden bazıları da cehennem kütüğüdür” dedi ve parmaklarını ayırdı.” (İbn Hibban, es-Sahih, (thk. Şuayb el-Arnavud), c. 23, s. 477) Hakim b. Hizam’ın rivayetinde cennetlik kadınlardan söz edilirken parmakların kapanması, cehennemliklerden bahsedilirken açılması azlık ve çokluk anlamında yorumlanabilir. Nitekim bu sahabinin söz konusu rivayeti bir başka hadis kaynağında “Hz. Peygamber parmaklarını kapatarak ‘İçinizden cennete girecek olanlar vardır, ancak çoğunuz cehennem kütüğüdür’ buyurdu ve parmaklarını açtı” lafızları ile nakledilmiştir. (Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebir, c. 3, s. 153)

Metinler arasında lafzi bir takım farklılıklar olmakla birlikte bu rivayetlerin ortak noktası cehennemde kadınların çoğunlukta olacağıdır. Rasûlullah (sav)’ın verdiği bu haber o esnada onu dinleyen kadınlarda bir kaygı ya da şaşkınlık yaratmış olmalı ki içlerinden biri durumun sebebini öğrenmek istemiş ve Peygamberimize “Niçin ya Rasûlullah?” diye sormuştur. Bu soruyu yönelten hanım söz konusu hadisin ravilerinden biri olan Esma bint Yezid’dir. Bazı metinlerde ismi zikredilmemiş sadece “hayırlı hanımlardan biri” ya da “yanakları kırmızı bir kadın” gibi vasıflarla kendisinden söz edilmiştir. Bu soru üzerine Rasûlullah (sav), kadınları cehenneme götüren amelleri açıklamıştır. Ebu Said el-Hudri ve Abdullah b. Ömer rivayetinde bu cevap şöyledir:

“Çokça lanet eder ve kocalarına karşı nankörlük ederler.” (Buhari, Hayz 6)

Cabir b. Abdullah rivayetine göre ise Rasûlullah (sav) bu soruya cevaben:

“Çünkü siz halinizden çok şikâyet eder, kocanızın iyiliğine karşı nankörlük edersiniz” buyurmuştur. (Müslim, Salatu’l-îdeyn, 4)

Rasûlullah (sav)’ın bayram vaazı dışında, güneş tutulması gününde de cehennem halkından olan kadınlardan söz ettiği dikkat çeker. Bu rivayete göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

“Bana namaz esnasında cehennem gösterildi. Onun alev toplarını görünce geri çekildim. Cehennem halkının çoğunun, sırrı ifşa eden, kendilerinden bir şey istenince cimri davranan, kendileri bir şey isteyince ısrarcı olan, istedikleri verilince teşekkür etmeyen kadınlardan meydana geldiğini gördüm.” Ahmed, Müsned, (thk. Şuayb el-Arnavut), c. 23, s. 109

İbn Abbas rivayetinde ise bu sebepler şöyle zikredilmiştir:

“Kocalarına ve iyiliklere karşı nankörlük ediyorlardı. Eğer sen onlardan birine ömür boyu iyilik yapsan, sonra da senden azıcık bir hata görse, ‘senden hiç iyilik görmedim’ deyiverir.” (Buhari, Küsuf 16)

Hz. Peygamber’in sadece kadınlara hitap ettiği bir günde özellikle kadınları cehenneme sevk eden suçlardan bahsetmesi oldukça tabiidir. Böylelikle o, orada bulunan kadınları bu günahlardan uzak kalmaları hususunda uyarmış olmaktadır. Zira hadisin metninde “tüm kadınların bu günahları işlediği ya da işleyeceğini” anlatan bir ibare bulunmamaktadır.

Bu rivayetlerin tamamı bir arada düşünüldüğü zaman akla gelen sorulardan biri, aynen Esma bint Yezid’in sorduğu gibi “neden kadınlar?” sorusudur. Rasûlullah (sav) bu soruyu kadınları cehenneme götüren amelleri saymak suretiyle cevaplandırmıştır. Bu nedenle bu rivayetlerden hareketle bazı kadınların cehennemde azap görmesinin sebebinin “bizzat cinsiyetleri” olduğu söylenemez. Bazı kadınların cehennemlik olmasının nedeni bu rivayetlerde söz edilen amelleridir. Kuşku yok ki “nankörlük, teşekkür etmemek, iyiliği takdir etmemek, çokça lanet etmek” gibi ameller Müslüman ahlakı ile bağdaşmayan davranışlar olup kadın olsun erkek olsun hiç kimse için meşru addedilecek tutumlar değildir. Dolayısıyla bu amelleri erkekler de işlediğinde cehennem azabına düçar olurlar. Ancak buna rağmen Rasûlullah (sav)’ın özellikle kadınlardan bahsetmesi bir sonucu açıklaması niteliğindedir. Zira Rasûlullah (sav) cehennem gösterilmiştir. Peygamber geleceğe dair bir gayb haberini izah etmektedir. Bu haber, bir sonucu açıklayıcı niteliktedir. Bu haber, sınavdan sonra bir sınıfın diğer sınıftan daha başarılı olduğunu açıklayan ya da bir şubenin öğrencilerinin önemli bir kısmının başarısız olduğunu ve bu başarısızlığın sebeplerini izah eden bir öğretmenin verdiği habere benzemektedir. Bir sınıfın sınavda başarısız olduğunu belirten bir öğretmenin o sınıfa haksızlık ettiği nasıl tasavvur edilemezse, ahirette cehennem halkının çoğunun kadınlardan meydana gelecek olması da Allah’ın adaletsiz davranması olarak algılanamaz. Bu haberden ancak şu sonuç elde edilebilir: “Bu rivayetlerde bahsedilen suçlar daha ziyade kadınları cehenneme götüren davranışlar olmuştur. Kadınlar erkeklere kıyasla bu suçları daha çok işlemişlerdir.”

Öte yandan cennet ve cehennemdeki kadın ve erkek sayısının eşit olması, eşit hale getirilmesi, adalet ifade etmez. Cehenneme giden kadın sayısınca erkeğin cehenneme gitmesi gerektiğini iddia etmek akıl sahibi bir insana ait bir iddia olamaz.

Hz. Peygamber’in sadece kadınlara hitap ettiği bir günde özellikle kadınları cehenneme sevk eden suçlardan bahsetmesi oldukça tabiidir. Böylelikle o, orada bulunan kadınları bu günahlardan uzak kalmaları hususunda uyarmış olmaktadır. Zira hadisin metninde “tüm kadınların bu günahları işlediği ya da işleyeceğini” anlatan bir ibare bulunmamaktadır. Hadiste anlatılan, cehennemlik kadınların işlediği günahlardır. Bu günahlardan uzak durabilmenin yolu da bolca sadaka vermek olacaktır. Sadakanın bu tür günahlardan uzak tutması, muhtemelen dünyaya bağlılığı azaltması, ahirete imanı güçlendirmesidir.

Hadisin bazı metinlerinde “cehennem kütüğü” ibaresini olması, bir hakaret olarak anlaşılmamalıdır. Zira cehennemin başlıca yakıtı, kadın olsun erkek olsun, insandır. İnsanı yakıt ya da cehennem kütüğü yapan ise amelidir. Bu tasvir, şu ayette yer alan tasvirden farklı değildir:

“… yakıtı insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının.” (El-Bakara, 2/24)

Bu rivayetin izahında gözden kaçırılmaması gereken bir başka husus daha bulunmaktadır. O da dünya üzerindeki kadın ve erkek nüfus oranıdır. Bu oran genel olarak eşit olsa da bazı toplumlarda ve zamanlarda kadın lehine değişmiş, kadın nüfus daha fazla olabilmiştir. Bugüne değin dünya üzerindeki kadın erkek nüfus dağılımı bir yana, kıyamete yakın zamanlarda bu tablonun nasıl olacağına dair bir hadis, kadınların cehennem halkının büyük bir kısmını oluşturduğunu söyleyen hadisi anlamaya da ışık tutmaktadır. Mezkûr rivayete göre Rasûlullah (sav), kıyamet alametleri arasında şu duruma da yer vermiştir:

“Kıyamet alametlerinden biri de erkeklerin azalması, elli kadının başında bir erkek olacak kadar kadınların sayısının artmasıdır.” (Buhari, Nikâh 67; Müslim, İlim 9)

Kadınların sayısının kıyamete yakın zamanlarda artması ve bu oranın elliye bir olacak kadar erkek nüfusun önüne geçmesi karşılığında bu sayısal oranının cehenneme de yansıması doğaldır. O takdirde cehennem halkının çoğunun kadınlardan meydana gelmesi, kadın nüfusun daha çok olmasından kaynaklanmaktadır. Öte yandan kadınları cehenneme götüren, cehennemdeki sayısal çoğunluğun kadınlarda olmasını sebep olan davranışlar, kadınlar tarafından daha çok işlenen günahlardır. Bu nedenle her Müslüman kadın, özellikle bu hadislerde belirtilen lanet etmek, nankörlük gibi hatalardan uzak durmaya çalışmalıdır.

Herkesten gelen iyiliği takdir etmek, iyiliğe teşekkür etmeyi bilmek önemlidir. Ancak birbirinin iyilik ve kıymetini en çok takdir etmesi gerekenler, bir ömrü paylaşan eşlerdir. Bu nedenle özellikle karı koca birbirinin iyiliğini takdir etmeyi bilmeli, herhangi bir kusur ve hata ile karşılaştıklarında birbirlerini bir kalemde silip atmamalıdırlar. İyiliği takdir ve teşekkür gibi ahlaki hasletler kadınlar için olduğu kadar erkekler için de önemli hasletlerdir. Nankörlük kadınlar için günah olduğu gibi erkekler için de günahtır. Eşinin kıymetini bilmemek, bir hatasını gördüğü anda tüm güzellikleri unutmak kadın için de erkek için de nankörlüktür. Bu hadiste Rasûlullah (sav)’ın özellikle kadınlardan söz etmesi, kadınlara hitaben konuşmasından, onları bu tutumdan uzaklaştırmayı hedeflemesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumun haricinde Hz. Peygamber’in kadın erkek herkese hitaben “İnsanlara teşekkür etmeyen Allah’a şükretmiş sayılmaz” dediği (Ebu Davud, Edeb 12) malumdur. Şükretmeyi bilmeyen her nankörün ahirette uğrayacağı ceza malumdur.