Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Kadir: Ömürlük Gece



Mukabele; Kitâb’ın içinde kastedilen hakiki anlama oranla -bizim bu güne kadar anlayabildiğimiz Kitâb’ı- karşılaştırarak bir yerde anlam sağlamasını yaparak okumak ve henüz anlayamadığımız hakiki Kitâb’a bakarak “kitapçıklarımızı” yenilemek gibidir. Gerçek bir mukabele hem bugüne kadar Kitap’tan anladıklarımızın doğru olup olmadığını, hem de buna bağlı olarak yaşadığımız hayatın gerçekten de Kitaplı olup olmadığını sorgulama imkânını verir.

Bu Ramazan,  hayatımız bir kez daha sakinleşecek ve bir kez daha durulacak az da olsa.

Baştan sona okumalarla hayatı yeniden daha doğru anlamanın ve yaşamanın zamanı olsun.

Dünya mevsimlerini alıp dönüyor ve Kur’ân, anlam, dört çevsimin herhangi bir gecesinde, anında, bazen kışta kıyamette, bazen yazda yangında, bazen çiğ düşümünde veya ağaçlar üşürken biraz inmiş oluyor. İniş yıl dönümü yılın bütün zam/anlarında geziniyor. Bir anda çakılı kalmıyor.

Gerçekten etkinlik denilen şey nedir Rabbim?

Olmazsa olmaz, muhakkak kutlanması gerekir dediğin kutlu an var mıdır? Varsa ne zamandır?

Bir şeyin kutlanması, kaybettiğim, sıradanlaştırdığım bir değeri yeniden diriltmek, değerini hatırlamaktır. Terk ettiğimi hatırlayıp bir daha bırakmamaktır. “Kutla ve terk et değil, terk ettiğine dön” anlamı vardır kutlamada.

Bütün bir hayat, bütün bir yıl ihmallerimi telafi edeceğim bir fırsat anı, bir halk günü müdür kutlu anlar?

Bir yıl süreyle ihmal kazanmak için toplu, toptan ve tek celsede kulluk/insanlık ikmal olur mu?

Cevap: Kadir suresidir.

Kur’ân’ın, İlahi Anlam’ın, bir insana indiği, anlaşıldığı ve doya doya yaşandığı anlar o insan için binlerce aydan daha değerli, ömre bedel anlardır. Hayatın ay aydın olduğu bütün anlar... Bilinç aydınlığına dek barış, esenlik, huzurla dolu kutlu anlar...

Her ne kadar tam bir gün ve saat vermemiş olsan, saklamış olsan da, an’daki anlamı açıklıyorsun. Sen İlahi bir etkinlik düzenliyorsun ve gecenin anlam ve önemini açıklıyorsun:

Ölçü gecesi, insan hayatına bir ölçünün getirildiği gece.

Değer, ilahi değerlerin gecesi.

Kadir gecesi, kendimi, hayatımı bir ölçüp biçmem ve değerlendirmeden geçirmem gereken bir gecedir. Duruş gecesidir. Bir yıl üzerinden geçmişimi gözden geçirme, bir yıl sonrası üzerinden de geleceğimi planlama gecesi, anı. İnsanlığımın yenilenen miladıdır.

Af gecesi, değişim gecesi. Silbaştan gecesi. Kötülüğünü sıfırlama, iyiliğe besmele gecesi. Kötüden iyiye, iyiden daha iyiye atılganlık gecesi. Affı sevenin günahkâra özel gecesi...

Takdir gecesidir. Yaratan insan için bir hayat öz ve biçimi takdir etmiş, belirlemiştir. Bir kader teklif etmiştir. Takdir edilmiş, belirlenmiş bu kaderi anlamaya çalışmalıyım. Belki bu kitaptan çok mutlu bir kader çıkar bana, sana, ona. Bu ilahi yazgıdan, senaryodan, insanlık efsanesi yazar kim bilir insan. Yaşayarak...

Tazyik gecesi; yoğunlukla, her tür iş için meleklerin ve ruhun, soyut somut güç ve melekelerin, vahyin, hakikatin, hikmetin, düşüncelerin, ilhamın, esinlerin inip durduğu çok bereketli bir gecedir. Bu gecede gök adeta yerle yer değiştirir. Bütün gök ahalisi yeryüzündedir. Ve sabaha dek, aydınlığa dek, en aydınlık bilgiye ulaşıncaya dek, bilincin zirvesini yakalayıncaya dek selam vardır. Güvenlik, barış, esenlik, huzur...

İşte bu yüzden, ne zaman bir insan, hak bir dertle dertlense, sancısa kalbi ve duramasa yerinde aklı, sığamasa kişisel mutluluklara, vursa kendini düşünsel yüksekliklere, kapansa geniş salonlu dairelerini terk edip halkın çilesinden örülmüş mağaralara... Ona da Kitap -hayatın dosdoğru anlamı- iner.

Dünya mevsimlerini alıp dönüyor ve Kur’ân, anlam, dört çevsimin herhangi bir gecesinde, anında, bazen kışta kıyamette, bazen yazda yangında, bazen çiğ düşümünde veya ağaçlar üşürken biraz inmiş oluyor. İniş yıl dönümü yılın bütün zam/anlarında geziniyor. Bir anda çakılı kalmıyor. Hapsolmuyor. Sembolik bir ay, son on gün, son üç gün, son gece, sabaha karşı bir an derken insandan saklanıyor. İnsanı an yakalamaca oyununda hayatının hep daha anlamlı olması için bitmeyen bir arayışa çağırıyor. Saklılığın mesajı bulunmaya çağrı oluyor.

...

İlk Kadir Gecesi’ni Son Peygamber yaşadı. O’nun bütün insanlık adına yaşadığı kıymetli gecesi Kitab’ın inmeye başladığı o ilk anlardı. Halkının derdinden kişisel mutluluğunu unutarak yalnızlaştığı o düşünsel yükseklikte, Nur Dağı’ndaki o içe kapanık mağarada: Hira’da, evrensel huzura erdirildi. İnsanlık derdine nihai çare önerildi. Ve kitap o meşhur ilk beş söz halinde indi.

İşte bu yüzden, ne zaman bir insan, hak bir dertle dertlense, sancısa kalbi ve duramasa yerinde aklı, sığamasa kişisel mutluluklara, vursa kendini düşünsel yüksekliklere, kapansa geniş salonlu dairelerini terk edip halkın çilesinden örülmüş mağaralara...

Ona da Kitap -hayatın dosdoğru anlamı- iner.

Aklı alır o ilahi sözleri.

Kalbi yudumlar, kanıksar. Doyar.

Sonra hayata o anlamlarla kalkar. Evinden kalabalığa karışırken özü söz verdiği gibi bir tutumda olursa, ona da Kitap inmiş demektir. Gece, an, onun da kadir gecesi anıdır. Kutludur. Ölçülüdür. Değerlidir. Barış ve esenlik vaatlidir. Selamdır.

Sabahlara kadar.

Bilgi ve bilinç aydınlıklarına kadar.

Huzura kadar. Huzur içinde yaşamaya ve ölmeye kadar...