Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Modern Bir Bakış Açısıyla Hz. Peygamber ve Dönemi

13 Aralık 2009 Pazar Sonpeygamber.info / Kitaplık

Modern İran düşüncesinin önemli isimlerinden olan Ali Şeriatî ve Cafer Şehidî bu eserde Hz. Peygamber'in hayatına dair daha önce sayısız kere tekrarlanmış vakaları ve bilgileri nakletmenin ötesinde, konuları modern bir tarih felsefesi ve metoduyla ele alma yolunu seçmişlerdir.

İslam tarihi boyunca Hz. Peygamber'in yaşantısını konu alan sîret, siyer, meğâzi türünde pek çok kitap yazılagelmiştir. Bu kitaplarda öne çıkarılan veya anlatılan vakalar da genellikle herkesin malumu olan vakalardır. Fakat üslup, bakış açısı, konuyu ele alış tarzı gibi hususiyetler bu kitapların farklı yönlerini teşkil eder. Cafer Şehidî ve Ali Şeriatî'nin ortak kaleme aldıkları Sîret de hem modern dönemde yazılmış olması hem de farklı bir üslup geliştirebilmesiyle Hz. Peygamber'in hayatı hakkında yazılan bu tip kitaplar arasında farklı bir konum edinmiştir. Modern İran düşüncesinin önemli isimlerinden olan Ali Şeriatî ve Cafer Şehidî bu eserde Hz. Peygamber'in hayatına dair daha önce sayısız kere tekrarlanmış vakaları ve bilgileri nakletmenin ötesinde, konuları modern bir tarih felsefesi ve metoduyla ele alma yolunu seçmişlerdir.

Batılı Araştırmacıların Yanılgılarına Cevaplar ve Cahiliye Dönemi Arabistanı

ImageKitabın Hz. Peygamber'in, doğumundan Medine'ye hicretine kadarki hayatını genel çerçevede anlatan ilk kısmının yazarı Cafer Şehidî, yeri geldikçe Batı'da Hz. Peygamber üzerine yazılmış olan eserlerde bulunan algı çarpıklıklarını da tartışmaya açmıştır. Özellikle Hz. Peygamber'in gelişmemiş bir bedevi kavimde, anne-baba sevgisinden yoksun olarak ve çok ağır şartlarda çalışarak yetiştiği şeklindeki ifadeleri çeşitli açıklamalarla reddetmiştir. Bu noktada Batılı bakış açısının, çöl hayatına ve İslam kaynaklarına dair bilgilerinin eksik olduğunun ve bu tarihi şartları bugünün gözüyle değerlendirme yanlışlığına düştüğünün altı çizilmiştir. Öte yandan bu kaynaklarda bulunan, İslam'ı başka dinlerden (özellikle de Maniheizm'den) etkilenerek ortaya çıkmış bir din olarak gösterme çabalarına da dikkat çeken Şehidî, İslam tarihi kaynaklarının hiçbirinde -özellikle de Maniheizm'le ilgili- böyle bir vurgunun veya böyle anlaşılabilecek bir ibarenin bulunmadığını ifade etmektedir.

Eserin Cafer Şehidî tarafından yazılan ilk kısmında dikkat çeken bir başka taraf ise Cahiliye dönemi Araplarının âdetleri, yaşantıları, sosyal ve siyasî durumları gibi hususiyetlerinin çok belirgin bir şekilde tasvir edilişidir. Bu noktada Cahiliye dönemi Arabistanı'nın birbirleriyle çatışan kabilelerden ve birbirine zulmeden sosyal sınıflardan oluştuğunun altı çizilmektedir. İslam'a olan düşmanlığın da daha çok ekonomik sebeplere dayandığı, İslam düşmanlarının ticari ilişkilerini bozmamak ve ekonomik statülerini kaybetmemek için mücadele ettikleri ifade edilmektedir. Eserde bunun karşılığı olarak İslam, özgürlük dini olma vasfıyla öne çıkarılmaktadır. Kitaptaki bu vurguların, modern bir bakış açısının yansıması olduğu söylenebilir.

Cafer Şehidî, yeri geldikçe Batı’da Hz. Peygamber üzerine yazılmış olan eserlerde bulunan algı çarpıklıklarını da tartışmaya açmıştır. Özellikle Hz. Peygamber’in gelişmemiş bir bedevi kavimde, anne-baba sevgisinden yoksun olarak ve çok ağır şartlarda çalışarak yetiştiği şeklindeki ifadeleri çeşitli açıklamalarla reddetmiştir.

Ali Şeriatî'nin İslam'ın İlk Devrine Dair Dikkat Çekici Tespitleri

Kitabın, Hicret'ten Vefat'a kadarki ikinci kısmının yazarı olan Ali Şeriatî ise klasik sîret kitaplarından çok daha farklı bir tarzı oluşturmaya çalışmıştır. Bir yandan Hz. Peygamber'in hayatına dair vakaları felsefî altyapılarıyla ele alma yolunu seçen Şeriatî, diğer taraftan da objektif bir bakış açısını korumak gibi bir tutumu benimsemiştir. Özellikle Hicret bahsinin başındaki sosyolojik değerlendirmeler ve hicretin, kapalı toplum yapısından açık topluma (veya medeniyete) doğru bir yöneliş olduğu şeklindeki vurgu oldukça dikkat çekicidir ve hicret hadisesinin İslam tarihi açısından önemini göstermektedir. Öte yandan bu konu dahilinde kapalı toplumlarla açık toplumlar arasındaki farklar üzerine de önemli tespitlerde bulunan yazar, hicret hadisesini İslam'ın açık toplum yapısını tercih ettiğinin göstergesi olarak sunmaktadır. Bu vurguda Ali Şeriatî'nin İran'daki şahlık rejimi sırasında muhalif özgürlükçü cephenin önemli ideologlarından biri olmasının da payı bulunmaktadır.

ImageKitabın, Ali Şeriatî tarafından yazılan Medine dönemi kısmının dikkat çeken bir tarafı da daha ziyade siyasi vakalar ve savaşlar üzerinde durulmuş olmasıdır. Şeriatî'nin, Hz. Peygamber'in Medine'de kurduğu İslam devletinin dayanak noktalarını ve düşman güçlerle mücadelede seçtiği yöntemleri tespit etmeye çalıştığı ve anlatıyı da bu çerçevede yoğunlaştırdığı görülmektedir. Bu satırlarda Hz. Peygamber, liderlik vasıflarıyla öne çıkarılmaktadır. Yine bu noktada da Şeriatî'nin, Hz. Peygamber'in kurduğu İslami devlet rejiminin özgürlükçü ve demokratik temellere dayandığını vurgulaması önem arz etmektedir.

Eserin, Şeriatî'ye ait olan kısmında dikkat çeken diğer bir özellik ise objektif bir tutumun ve üslubun benimsenmiş olmasıdır. Özellikle Uhud ve Mute savaşları hakkında daha önceki siyer yazıcılarının dillendirmekten imtina ettikleri veya yumuşatarak söyledikleri yenilgi ve geri çekilme durumlarının Ali Şeriatî'nin kaleminde daha net bir şekilde ifade edildiği görülmektedir. Diğer taraftan Hz. Peygamber'in isminin geçtiği noktalarda -Peygamberimiz(s.a.v.) ibaresinde olduğu gibi- sahiplenme bildiren eklerin ve "Hz." gibi hitap ve saygı sözcüklerinin bulunmaması da bu noktada dikkat çekmektedir. Yazar, yazdığı kısmın önsözünde yalnızca Müslümanlara değil, tüm insanlara hitap eden bir sîret yazma amacında olduğunu bu tavra sebep olarak göstermektedir.

Hz. Peygamber'in hayatına dair vakaları felsefî altyapılarıyla ele alma yolunu seçen Şeriatî, diğer taraftan da objektif bir bakış açısını korumak gibi bir tutumu benimsemiştir. Özellikle Hicret bahsinin başındaki sosyolojik değerlendirmeler ve hicretin, kapalı toplum yapısından açık topluma (veya medeniyete) doğru bir yöneliş olduğu şeklindeki vurgu oldukça dikkat çekicidir ve hicret hadisesinin İslam tarihi açısından önemini göstermektedir.

Ali Şeriatî ve Cafer Şehidî'nin ortak kaleme aldıkları Sîret'in dikkat çeken bir başka tarafı da birtakım konularda iki yazarda da Şiilik'ten kaynaklanan bazı tavır alışların söz konusu olmasıdır. Her ne kadar Ali Şeriatî kendi önsözünde Şii bir yazar olmasına rağmen Ehl-i Sünnet kaynaklarından faydalanarak eserini yazdığını ve bunun Ehl-i Sünnet ile Ehl-i Şia arasında bir yakınlaşmaya hizmet etmesini umduğunu belirtse de eserin bazı kısımlarında Şii söylemin öne çıktığı görülmektedir. Özellikle ilk üç halifeye ve halife seçiminde görev alan hakem kuruluna dair eleştirilerin sıralandığı kısımda dozu artan bu söylemin, eserin geneline yayılmamış olması ise olumlu karşılanabilecek bir durumdur.

Son olarak Ali Şeriatî ve Cafer Şehidî'nin ortaklaşa kaleme aldıkları Sîret'in modern zamanlarda yazılmış ve modern bir bakış açısını yansıtan ve İslam'ın ilk dönemlerini sosyolojik planda ele alıp yeni bir tarih felsefesinin metotlarını kullanan özgün ve farklı bir çalışma olduğunun altını çizmek gerekmektedir.

OKUMA PARÇASI: HİCRET


Kitabın Künyesi

Adı: Sîret 

Yazar: Ali Şeriatî - Cafer Şehidî

Çeviren: Kerim Güney

Yayınevi: Ayışığı Kitapları (Kitabevi Yayınları)

Yayın Yılı: 2000

Sayfa: 180