Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Ruhun Nefes Alışı



Hayatımızda öyle anlar olur ki her şeyi bir tarafa bırakıp -mümkünse bir dağ başında olan- evimize, hatta evimizin de en uzak odasına çekilmek isteriz. Çoğunlukla insanların ruhumuza bir ağırlık gibi çöktüğü, elimizi kolumuzu bağlayacak kadar bizi bunalttığı anlarda olur bu. (Deliliği de bir nevi münzevilik olarak görürsek, onlara bile imrenebiliriz dilimizi lal eden bu durumlarda. Akıllının dilsizliğinin ancak delirmenin hürriyetiyle aşılacak zannedildiği anlardır bunlar.)

Oysa her şeyi terk edip dağ başına çekilmek de akıllılığı bırakıp deliliğe sığınmak da bir kaçıştır. Ve hiçbir kaçış saygıdeğer değildir. (Hz. Yunus’un Ninova’yı terki ile Efendimiz’in Mekke’yi terki arasındaki farka dikkat!) Kaçış; sorumluluğu, gayreti, kulluğu, çabayı terk etmek demektir. Allah’a güvenebilmeyi başaramamak; işlerin sonunu Allah’a bırakabilmenin, sırtını O’na dayayabilmenin şartı olan güveni sağlayamamak demektir.

Dinimiz, insanlardan gelecek eziyetlere katlanarak toplum içinde yaşamayı, bir dağ başında sadece Allah’a kullukla geçirilecek bir hayata tercih eder. Bu yüzden de bizden bir münzevi olarak yaşamamızı istemez. İnsanların verdiği/vereceği sıkıntılardan uzak, sadece kendiyle ve Rabbiyle geçirilecek bir ömür kulağa hoş gelse de ideal Müslüman asla böyle biri değildir.

Hayatlarımızda küçük inziva anlarımız olmalı ki ruhumuz her şeyi terk etmeyi isteyecek kadar daralmasın. Namaz, zikir, dua bir gün içinde, Cuma bir hafta içinde, Ramazan bir yıl içinde, Hac ve Umre bir ömür içinde ruhumuzun teneffüs anlarıdır. 

Hz. Peygamber’in peygamberlikten önce Hira’da geçirdiği inziva yılları da peygamberlikten sonraki itikafları da hep insanların arasına yenilenerek dönmek içindir. Ruhun tekamülü, nefsin arınması, bedene hakimiyet… Bunlar hep insanlara hizmetin, Allah’a kulluğun düzeyini artırmak içindir.

Hayatlarımızda küçük inziva anlarımız olmalı ki ruhumuz her şeyi terk etmeyi isteyecek kadar daralmasın. Namaz, zikir, dua bir gün içinde, Cuma bir hafta içinde, Ramazan bir yıl içinde, Hac ve Umre bir ömür içinde ruhumuzun teneffüs anlarıdır. Başarının hızlı yaşamaya bağlı olduğu günümüz şartlarında, yükü sırtımızdan hepten atıvermemek için bu teneffüs anları şarttır vesselam.