Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Bin Bir Parçaya Ayrılmış Varlığımızı Bir Araya Getirme Vakti

1 Haziran 2011 Çarşamba Dosyalar / Kandil Kutlamaları ve Üç Aylar


 

Sonpeygamber.info yazarları Yıldız Ramazanoğlu, Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan ve Prof. Dr. Şinasi Gündüz’den okurlarımıza birer üç aylar mesajı geldi.

Yazarlarımızın mesajlarını sizlerle paylaşırken bir kez daha bu bereketli mevsimi dolu dolu yaşamanızı temenni ediyoruz.

 


Yıldız Ramazanoğlu: Üç aylar insan olarak bin bir parçaya ayrılan varlığımızı yeniden bir araya getirme zamanı. Bütün bir yıla yayılmasını umduğumuz anlamlı rızaya uygun yaşam biçiminin konsantre olarak  tecrübe edildiği demler bu aylar. Fakat bu kez olsun kendimize verdiğimiz sözleri tutabilsek ve Ramazan’ın son günleri “el firak!” diye inlemeden azimle yolumuzda devam etsek…

Her günün son gün olabileceği bilinciyle, kendimi ne güne saklıyorum diye içlenerek paramparça olabilsek… Canımızdan, kanımızdan, malımızdan, mesaimizden, enerjimizden verecek bir dilim bile yok mu? 

Veren kazanacak.

Bu aylarda bize parlayacak tek şey şu: Kazanmanın hepsi vermekten ibaret.. Kalplerimizi zatının haşyeti ve muhabbetiyle doldurup tevazu içinde elinde ne varsa hiç arkaya bakmadan verenlerden eylesin hepimizi yüce Mevlamız.

 


Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan: "Kulluk yoğun bir mevsim" demek olan üç aylara girdiğimiz şu gün­lerde, Müslümanları yeni bir Ramazan'a kavuşma heyecanı sarmış bulunmaktadır. Böylesi tatlı bir heyecan, Peygamber Efendimizin "Allah'ım, Recep ve Şa'ban'ı bize mübarek (ve bereketli) kıl ve bizi (sağ­lıkla) Ramazana ulaştır!" duâsında görüldüğü gibi, sünnet-i seniyyeden öğrendiğimiz İslâmî bir terbiye sonucudur.

Müslümanlara göre dünya ve âhiretin saadeti iman’a bağlıdır.İmanımızı birey ve toplum hayatında daha etkin kılacak uygun zamanlara ka­vuşma isteği, aslında daha diri bir dinî yaşayışı arzulamaktır. Bir başka ifade ile iyilik ve güzelliklerin peşinde olmak demektir. Zira,"Müslümanların en hayırlısı, ömrü uzun, ameli güzel olandır." Daha diri bir dinî hayata sahip olabilmek için, dinî bilgiler ve eylemlerle, yani sağlam bilgi ve ihlaslı amellerle donanmış olmak gerekir. Bu sebeple bir an­lamda yıllık bakım, ya da tahsil ve tatbikat zamanı olan üç ayları ve özellikle Ramazanı gereği gibi değerlendirmek daha diri olduğu kadar daha tatlı bir dinî hayatı yaşamak olacaktır. Böylesi yeni bir imkanı yeni bir rahmet mevsimini yakalamış olmanın uyanıklığı ile günlerini değerlendirecek müminlere ne mutlu…


Prof. Dr. Şinasi Gündüz:  Üç aylar, modernitenin çepeçevre kuşattığı günümüz dünyasında insanın farklı soluk alabileceği bir zaman dilimidir. Bizleri gündelik yaşamın kısır döngüsünden biraz da olsa uzaklaştırıp kulluğumuzun daha fazla farkına varmamıza vesile olacak ve böylelikle kendimizle yüzleşmemize olanak sağlayacak bir zaman dilimi. Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan bu dönem yılın en kutsal dönemidir. Bu aylardan Recep ve Şaban, Ramazan’a açılan bir kapı gibidir. Kişinin özellikle oruç ve namaz aracılığıyla takvayı hedeflediği ve böylelikle Allah’a yakın olmayı amaçladığı bir dönemdir.

Hz. Peygamber (sav) birçok hadisinde üç aylardan bahsetmiş, bu dönemin mübarekliğine vurgu yapmıştır. Recep ayıyla başlayan bu rahmet atmosferinin Ramazan’la zirveye çıktığını ima etmiştir. Özellikle Ramazan, Kur’’ân’ın nazil olmaya başladığı zaman dilimi olarak bizlere öncelikle Kur’an’ı hatırlatmaktadır. Dolayısıyla üç aylar süresince Kur’ân’la ve Kur’ân mesajıyla buluşmak ve yaşamı bu mesaj çerçevesinde yeniden gözden geçirmek inanan bireyin öncelikli görevi olmalıdır. Zira ancak bu mesajla buluşmak ve yaşamı bu mesaj bağlamında anlamlı hale getirmek, insanı günlük yaşantısının kısırdöngüsünden kurtaracak, ona “yeryüzünde yaratılan bir halife” olarak varoluş amacını hatırlatacak ve Allah’a kulluk ve yakınlaşma bilinciyle yaşamının daha anlamlı hale gelmesine yardımcı olacaktır. Üç ayların bu bağlamda hepimiz için bir arınma ve kurtuluş vesilesi olmasını temenni ediyorum.