Peygamberimize Salât ve Selam Fiili Bir Bağlılıktır

20 Kasım 2025

Allah bize ve Peygamberimize salât ediyor

Yüce Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîm’de Kendisinin ve meleklerinin bize salât ettiğini bildirir: “Sizi ‘zulümattan nûra’ (karanlıklardan aydınlığa) çıkarmak için Allah ve melekleri size salât eder. O, inananlara karşı pek merhametlidir.” [1] Rabbimiz ve melekleri bize salât ettikleri gibi Peygamberimize de salât ederler. Ahzab suresinin 56. ayetinde şöyle buyrulur: “Allah ve melekleri Nebiye (Peygambere) salât ederler.” Yüce Rabbimiz melekleriyle birlikte bize ve Peygamberimize salât ettiği gibi bize de Peygamberimize salât ve selam getirmemizi emreder: “Ey iman edenler, siz de Nebinize (Peygamberinize) salât ve selâm edin.” [2]

Bize yüklenen bu salât ve selam görevinin anlamı nedir?

Her dini meselemizde olduğu gibi salâtın ve selamın anlamı için başvuracağımız ana kaynağımız da bize bu salât ve selam emrinin verildiği Kur’ân’dır. Biz de başvuralım. Mealini/anlamını arz ettiğimiz Ahzab 43’te Allah bize salât getirdiğini bildirirken bu ayetin içinde bize, bizi karanlıklardan nura/aydınlığa çıkarmak için salât ettiğini açıklıyor. Ama Allah peygamberimize salât getirdiğini bildirdiği ayette ona niçin salât getirdiğini açıklamamaktadır. Ona niçin salât getirdiğini biz Hadid 9 ve İbrahim 1 ile Talak 11’den öğreniyoruz. Bu da Peygamberimizin kendisine indirilen kitap olan Kur’ân’ın apaçık olan ayetlerini okuyarak genelde insanları, özelde iman edip salih amel işleyenleri karanlıklarda nura çıkarmasıdır. Görelim: “Elif, Lâm, Râ. Bu, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura/aydınlığa, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarmak için sana indirdiğimiz bir Kitap’tır.” [3] “İman edip salih ameller yapanları, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için Allah size apaçık olan ayetlerini okuyan bir peygamber göndermiştir. Kim Allah’a inanır, faydalı ve güzel işler yaparsa, Allah onu, altından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere koyar. Allah, ona gerçekten ne güzel bir rızık vermiştir.” [4]

Salâtın amacı nedir?

Açıkça anlaşılacağı üzere Allah’ın karanlıklardan nura çıkarmak için bizim üzerimize getirdiği salât, Allah’ın biz insanlara vahiy meleği ve refakatçileri aracılığıyla kitap indirmesidir/göndermesidir. [5] Allah’ın ve meleklerinin Hz. Muhammed’e (sav) salât etmesinin anlamı da budur; yani insanları karanlıklardan nura çıkarması için ona kitap indirmesi ve görev yüklemesidir. Hulasa, biz müminlerin salât görevi, Hz. Peygamber’in bize tebliğ ettiği kitap olan Kur’ân’ın ayetlerini insanlara duyurmada O’na ve O’nun manevi şahsiyetine yardım edip desteklemektir. Açıkladığımız gibi, salâtın destekleme manasına geldiğine bazı meallerde işaret olunması sevindiricidir. Zaten namaza salât denmesinin bir sebebi gerekliliği, bir diğer sebebi de namaz kılana cehennem azabından kurtulması için destek vermesidir. (Salâta Allah’ın salâtı, meleklerin salâtı ve müminleri salâtı şeklinde ayırımlar yapılarak farklı anlamlar yüklenmesinin Kur’ânî ve lugavî temeli yoktur.)

Selam verme görevi

Rabbimiz ve melekleri bize ve Peygamberimize salât ediyor ama selam etmiyor. Salât yanı sıra selam görevi yalnızca biz müminlere yüklenmektedir. Çünkü Kur’ân ahkamı ile yükümlü olan biziz. Değinelim: Selam verme görevimiz, Nisa 65’in delaletiyle Hz. Peygamber’in tebliğ ettiği Kurânî ilkelere teslim olmaktır. Ahzab 56’ da “Sellimû” şeklinde emir sığasıyla kullanılan selam, Nisa suresinde müzari formuyla kullanılmaktadır ki “verilen hükme teslim olurlar” manasındadır: “Ama hayır, Rabbine andolsun ki onlar, aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda seni hakem yapmadıkça ve sonra da senin kararına kalplerinde hiçbir burukluk duymaksızın tam bir teslimiyetle tâbi olmadıkça, gerçekten iman etmiş olmazlar.” [6] 

Tek yol Kur’ân’dır

İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmanın tek yolunun Allah’ın kitabı olduğu hakikati, Kur’ân’da birçok ayette de vurgulanmaktadır. [7] Karanlıklardan aydınlığa çıkmak, Sırat-ı Müstakîm olan İslam’a ermektir ki Peygamberimiz de Kur’ân’la Sırat-ı Müstakîm’e ermiş ve erdirmiştir. [8]

Yaptığımız açıklamalar ışığında Ahzab 56’yı tefsirî olarak şöylece anlamlandırabiliriz: “Allah’ın melekleriyle birlikte, zulmetlerden nûra çıkarması için Kitap indirerek Peygamberine salât ettiği gibi siz de bu Kitabın tebliğ edilerek karanlıklardan aydınlığa çıkarması için Peygamberinize ve O’nun kıyamete kadar devam edecek elçilik görevine destek çıkarak O’na salât edin ve bu kitabın ilkelerini açıklayıcı buyruklarına tam anlamıyla teslim olarak da O’na selam edin.”

Çelişkiler nasıl giderilebilir?

En kısa şeklini Ahzab 56’nın işaret ettiği “Allahümme salli ve sellim ala Muhammed” cümlesinin ve en uzun şeklini de namazlarımızda okuduğumuz Salât-ı İbrahimiye’nin oluşturduğu salât ve selam getirilmesi konusunda birçok hadis rivayet edilmektedir. Pek çok olan ve oturduğumuz yerde duayı çağrıştıran bu hadisleri reddedip dışlama saygısızlığına düşmeden nasıl izah edebiliriz? Bir diğer anlatımla, Allah Peygamberimize salât eder ve bize fiili tebliğle O’na destek anlamına salât etmemizi emrederken bizim de ona “Allah’ım! Muhammed’e salât ve selam et” şeklinde dua etmemizdeki görülür çelişkiyi nasıl anlamlandırarak giderebiliriz? Peygamberimiz, hatırlandığı veya yanımızda anıldığında O’na karşı salât ve selam görevi bilincimiz canlanmalı ve sözlü salâtımız ve selamımızı şöylece anlamlandırmalıyız: “Allah’ım! Bize yüklediğin Peygamberimize salât ve selam görevimiz olan Kur’ân ilkelerini tebliğ ve bu ilkelere teslim olma vazifemizi yapabilmemiz için bize yardım et ve bize kolaylaştır.”

Sonuç

Öğrenme, örnek olma ve fiilen tebliğ etme girişiminde bulunmadan ve risk üstlenmeden oturduğumuz yerde saatlerce mırıldanılsa da Peygamberimize gereğince salât ve selam getirilmiş olmaz. Mesela ülkemizde, Peygamberimizin yaklaşık yüz bin camide okunan ezanlarla her gün bir milyon kez, namaz içinde ve dışında getirilen salât ve selamlarla da milyonlarca defa anılması, insanlarımızı küfrün karanlıklardan İslam’ın aydınlığına çıkarıyor mu? Yasalarımızı ve toplumsal yaşamımızı O’nun önderliğine ve tebliğ ettiği Kur’ân’ın rehberliğine yönlendiriyor, hayat nizamı edinilmesine katkı veriyor mu?

Sözü Peygamberimize ve O’nun şahsında bize verilen ve de salât ve selam görevimizin bir bölümünü oluşturan ayetle bitirelim: “Allah’ın karanlıklardan aydınlığa çıkaran ayetlerini açıkça yalanlayan inkârcılara ve inkârlarını gizleyen münafıklara sakın itaat etme. Onların engellemelerine, eziyet verici sözlerine aldırmadan yoluna devam et ve görevini yaparken yalnızca Allah’a güven. Unutma ki her konuda güvenilir bir vekil olarak Allah yeter.” [9]

Dipnotlar:

1- Ahzab, 33/43
2- Ahzab, 33/56
3- İbrahim, 14/1
4- Talak, 65/11
5- Vahiy meleğine refakatçi melekler için bkz. Cin, 27/8 
6- Nisa, 4/65
7- Bkz. Maide 5/16 ve Talak 65/11
8- Bkz. Yasin 36/1-5 ve Şûra 42/52
9- Ahzab, 33/48