Sıla-i Rahim

Bir şehri arkasında bırakıp bir dağa sebepsiz tırmanmanın itici gücü de bencillikten yüz çevirme olmalı değil midir? Aşağıda, Mekke’de herkes bencilliğinden, cimriliğinden, kendine yontmaktan, kendinden başkasını düşünmemekten memnunken, koyu bir konforun koynunda uyurken, bir kişi bu gidişattan rahatsız olur. Belli ki “böyle olmamalıydı!” itirazı yükselir içinden.  Gelen i...

Hicret İki Türlüdür

Abdullah İbni Amr İbni'l-Âs (ra)'dan rivâyet edildiğine göre Nebî (sav) şöyle buyurdu: Hicret iki özellik taşır: Birincisi, günahları terk etmek; diğeri, Allah ve Resûlü'ne hicret etmektir. Hicret, tevbe kabul olunduğu sürece sona ermez. Tevbe de güneş batıdan doğuncaya kadar makbûldür. Güneş batıdan doğunca artık her kalb bulunduğu hal üzere mühürlenir....

Dayanıklı Bir Şeffaflık ya da Medine Vesikası

Göçlerle, başkaldıran sınırlarla, kökene yolculuklarla altüst olan bir dünyada Müslümanlar ister istemez farklı dinlere mensup, değişik hayat telakkilerine ve hayat tarzı alışkanlıklarına sahip insanlarla bir arada yaşamanın icapları konusunda ayrıntılı olarak yeni baştan düşünmeye mecbur kalıyorlar.  Evrensel, bütüncül iddialara sahip dinin talep ve icaplarını geri çekmek anlamına...

Bir Ağacın Altında Ağlarken

Peygamberimiz’in Mısırlı Kıptî bir cariye olan Mariye’den doğan oğlu İbrahim henüz sütannedeydi. Onu sütannenin kocası demirci Ebu Seyf’in evinde ziyaret ediyor, öpüp kokluyordu. Hastalanan bebeği ziyarete gittiğinde gördü ki bebek son nefeslerini veriyor. Peygamberimiz’in gözünden yaşlar akmaya başladı. Yanında bulunan Abdurrahman bin Avf “Sen de mi ya Rasûllallah’ dedi; belli ki gözyaşını zaaf ...

Muahat Günleri

Kanımca cemaatlerden örülen bir yapı olarak ümmet ideali, topluluğun samimiyetiyle toplumun hesabını kitabını sürekli harmanlıyor bünyesinde. “Ben” öyle kolayca “biz” varlığı içinde tükenmiyor, “biz”  “ben”in kendimerkezciliğinin sınırlarına hapsolmaya direniyor. Topluluğun duygusallığı ve samimiyetiyle toplumun çıkar ilişkilerini güçlendirmeye...

Neccar'ın Hatırasına Usulca Yaklaşmalı

Her mümin erişebildiği herkese hakkı tebliğ etmekle yükümlü. Akrabalarımızla ya da insani yanı güçlü fakat İslamla buluşamamış arkadaşlarımızla oturup konuşmak isteriz bazen hakikat üzerine. Fakat bu çok azim bir iştir ve bin bir sebep vardır bizi bundan alıkoyan, vazgeçiren. Secde anının güzelliğini, ahirette bizi bekleyen imtihanı sevdiğimiz insanlara anlatmaktan kaçınmak, sürüklendiğimiz felak...

Komşusu Açken

Önce Yardım Duygusu Yardımda bulunmak bir başlangıç değil, bir neticedir. Yardım yapma duygusu ve duyarlığı ise, o yardımın gerçek âmili ve öncüsüdür. O halde yardımın bizzat kendisinden önce "yardım duygusu"nun gönüllerde yer etmiş olması esastır, imkanı olduğu halde çevresine yararlı olamayanlar, bu duyguyu gönüllerine yerleştirememiş olanlardır. Çevresine sıcak bakmanın zevkin...

"Lâ" ile Yola Düşmek

Devrim, reform, “Arap baharı”, yeniden İslam’a dönüş… Müslüman toplumların yaşadığı “ne yapmalı?” sorusunun akabinde yaşanan hareketlilik ince veya kalın hatlarla İslam’a bağlanırken, “bütün bu mücadelenin amacı ne?” şeklindeki soruyu öne çıkartıyor.  Bir açıdan alabildiğine sade İslam: Lailahe illallah, Muhammed Rasulullah. “Hak ...

Sevene Emir Gerekmez Sevildiğini Bilene Yasak Sökmez

Sevmek ile zorunluluk kelimeleri ne kadar da uzaktır birbirine! Zor varsa sevmek yoktur, hatta zorlanırsa insan sevdiğini bile sevmez olur. Muhabbetin olduğu yerde mecburiyete gerek yoktur, icbardan söz edilemez. “Zorla güzellik olmaz” sözünün derininde şu anlam da saklıdır: “Zorla güzellik kalmaz.” Zorlandığında bütün güzellikler tahrip olur. Güzellik zorlamaya gelmez. ...

Hz. Ali: İlim Bir Nokta İdi Cahiller Onu Çoğalttı

Doğduğunda ona adını veren Peygamber'in evinde büyüdü. Kur’ân ın nazil olduğu hanede yetişti. Bu yüzden ayetlerle ilişkisi neredeyse doğuştan başladı. Halifeliği etrafında dönen meselelerin İslam tarihi boyunca çok yer tutması yüzünden asıl üzerinde durulması gereken şey, vahiyle ne denli yoğuruluşu gözden kaçıyor. Her şeyden önce şunu görmek gerekir ki Şii ya da Sünni bütün alim...

İslam Toplumu ve Sünnet

Tenkidçiler, kendilerine ve çevrelerine ait kusurları meşru göstermek için, sünnete ittibâın kaçınılmaz olduğunu inkara yelteniyorlar. Çünkü onlar bunu yapınca Kur’ân-ı Kerîm'in öğrettiği esasları her biri kendi arzusuna ve kişisel düşüncesine göre istediği gibi tevil etmek ve anlamak imkanını elde etmiş olacaktır. Garb medeniyetinin tesirinin iyice arttığı şu günlerd...

Kuba Mescidi Serinliği

I Anadolu’da dolaşırken rastladığım, namaz kıldığım camilerde duyduğum serinlik hissi her seferinde Kuba Mescidi’nin bir mirası gibi gelir bana. Henüz gidip görmediğim mescidin sanal üç boyutlu bir anlatımına eriştim internette, bu yazıya başlarken. Benzeri pek çok kaynak eser gibi zaman içinde çok yıpranmış, yeniden ve yeniden tamir görmüş. Yine de bir gün Kuba Mescidi’ni ziya...