Dosyalar
Hz. Peygamber ve Çocuk
 

Modern Müslüman Zihninde Hz. Peygamber Paneli'nden Notlar



Şinasi Gündüz, bir tarafta marjinal ya da reformist kişiler tarafından Hz. Muhammed (sav)’in sadece Allah’tan mesaj getiren ve görevini yerine getirmiş bir elçi olarak görüldüğünü kaydetti. İkinci yaklaşımda ise Hz. Muhammed (sav)’in bir insan olduğunun unutulduğunu belirten Gündüz, Peygamber’in adeta mitolojik bir karakter haline getirildiğini savundu ve her iki algıyı da eleştirdi.

 

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nce organize edilen “Risaletin 1400. Yılında Hz. Muhammed” etkinlikleri kapsamında 15 Aralık 2010 Çarşamba günü ‘Modern Müslüman Zihninde Hz. Peygamber Tasavvurları’ başlıklı bir panel düzenlendi.  

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz’ün yönettiği panele Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez ve Prof. Dr. Tahir Yaren konuşmacı olarak katıldı. Panelde “Müslümanların zihninde Hz. Muhammed (sav) nasıl anlaşılmalı?” sorusu kapsamında birçok önemli konuya dikkat çekildi.

Gündüz’den İki Uç Algıya Eleştiri

Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Gündüz, öncelikle Hz. Muhammed (sav) hakkında yapılan yanlış tasvirlere dikkat çekti. Müslüman insanların Hz. Muhammed (sav) algısında iki uç yaklaşım olduğunu belirten Gündüz,  bu yaklaşımların eleştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Şinasi Gündüz, bir tarafta marjinal ya da reformist kişiler tarafından Hz. Muhammed (sav)’in sadece Allah’tan mesaj getiren ve görevini yerine getirmiş bir elçi olarak görüldüğünü kaydetti. İkinci yaklaşımda ise Hz. Muhammed (sav)’in bir insan olduğunun unutulduğunu belirten Gündüz, Peygamber’in adeta mitolojik bir karakter haline getirildiğini savundu ve her iki algıyı da eleştirdi.

Hem Rasul Hem Beşer

Konuşmanın devamında söz alan Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez,  Hz. Muhammed (sav)’in beşeri yönüne dikkat çekti. Prof. Dr. Söylemez, Hz. Muhammed (sav)’in de her insan gibi doğduğunu, yaşadığını ve vefat ettiğini belirterek onun için olağanüstü kişi tanımlaması yapılamayacağını kaydetti. Prof. Dr. Söylemez, Hz. Peygamber’in de kıldığı namazlarda okuyacağı ayeti unuttuğundan, çevresindeki insanlara şakalar yaptığından, hatta yaşanan günlük olaylara kızabildiğinden bahsederek bu konularda çeşitli örnekler verdi. Söylemez; Hz. Muhammed (sav)’in ayakları şişene kadar ibadet yapmasını dile getiren Hz. Aişe’ye: “Ben rabbine şükreden bir kul olmayayım mı?’”dediğini de aktardı.  

Ashab’ın Hz. Muhammed (sav)’i olağanüstü bir varlık yerine Allah ile aralarında bir halka olarak gördüğünü belirten Söylemez, o dönemde beşer ve rasul algısının doğru olduğunu söyledi.Prof. Dr. Söylemez konuya açıklık getirmek için, Hz. Muhammed (sav)’in vefatının ardından dadısı Ümmü Eymen’in çok ağlayarak bitap düştüğünü, etrafındakilerin onu teselli etmeye çalıştığını, buna karşı Ümmü Eymen’in ise: “Ben Rasul’ün ölmesine değil Allah ile aramızdaki halkanın kopmuş olmasına ağlıyorum” dediğini aktardı.

Ashab’ın Hz. Muhammed (sav)’i olağanüstü bir varlık yerine Allah ile aralarında bir halka olarak gördüğünü belirten Söylemez, o dönemde beşer ve rasul algısının doğru olduğunu söyledi.

 

Hz. Muhammed (sav) İbadetin Bir Parçasıdır

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın konuşması ile devam eden panelde bir önemli konu daha tartışıldı. Oryantalistlerin aslında Hz. Muhammed (sav)’i Müslümanlar kadar iyi anladıklarını belirten Sırma, esas amacın sünnetle iç içe yaşamak olması gerektiğini kaydetti.

Günümüz insanlarının söylemlerini eleştiren Prof Dr. Sırma, Allah’ın “Ben O’nu aranızdan seçtim” ayeti ile Hz.Peygamber’in sıradan bir insan olmadığına işaret ettiğini söyledi. Prof. Dr. Sırma, Allah’ın seçtiği Hz. Muhammed (sav)’e vahiy geldiğini bu nedenle diğer insanlardan farklı olduğunu kaydetti. Son dönemde özellikle oryantalist din adamları tarafından Hz. Peygamber’in bir “postacı” olarak anlatıldığını belirten Prof Dr. Sırma, bu tür bilgilere kulak asılmamasını önerdi. Hz. Muhammed (sav)’in 1,5 milyar Müslüman’ı birleştirici etkisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sırma, Rasul’ün dini uygulamak için en güzel örnek olduğunun da altını çizdi.

Namaz esnasında tahiyyata oturulduğunda Hz. Muhammed (sav)’in adının söylendiğini ifade eden Sırma, O’nun ibadetlerimizin bir parçası olduğuna dikkat çekti.

İslâm Dini Hz. Peygamber ile Bir Bütündür

Arap bir şairin “Hz. Muhammed (sav) bir beşerdir. Ama yakut gibi bir beşerdir. Yakut nasıl diğer taşlardan farklıysa. O da herkesten öyle farklıdır” şeklindeki dizeleriyle konuşmasına başlayan Prof. Dr. Tahir Yaren, ayet ve hadislerle konuya açıklık getirdi.

Prof. Dr. Yaren, Hz. Muhammed (sav)’in İslâmiyet kavramı içinde bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Hz. Muhammed (sav)’in “Din nasihattir” hadisini örnek veren Yaren, ashabın nasıl bir yol izlediğine açıklık getirdi. Yaren, Hz. Muhammed (sav)’in hadisin açıklamasını soran Ashab’a: “Nasihat iyi duygular beslemektir. Yani Allah’a, Kur’ân-ı Kerîm’e, Rasul’e, ulemaya ve tüm Müslümanlara iyi duygular beslemelisiniz” dediğini aktardı. İslâm dininin prensiplerinin açık ve ulaşılabilir olduğunu belirten Yaren, Hz. Muhammed (sav)’i doğru anlamak ve O’nun hayatını yaşamak için Kur’ân-ı Kerîm’in önemli bir rehber olduğunu kaydetti. Müslümanların daha çok ayet ve sahih hadislere itibar etmesi gerektiğini belirten Yaren,  sonucu belli olmayan tartışmalardan uzak durulması gerektiğini ifade ederek panel konuşmasını tamamladı.

Prof. Dr. Şinasi Gündüz’ün dinleyicilerden gelen sorulara cevap vermesi ile devam eden panel katılımcılara plaket takdiminin ardından sona erdi. 


İlgili Bağlantı: