Zalimin Zulmü Varsa

Elinde bulundurdukları güç ve iktidarla zulme en yakın olanlar yöneticilerdir. Onun için tarih boyunca yapılan zulüm ve haksızlıkların, baskı, kıyım ve katliamların başrolünde genellikle onlar yer almışlardır. Neron’dan, Korkunç İvan’a Kazıklı Voyvoda’dan Hitler ve Mussolini’ye, zalim Haccac’dan Hülâgû&rs...

Unutma Günleri

İlginç olan; abartılanın, yüceltmeye bir o kadar karşı olan gerçekten yüce ruhlu, yüce yaşayışlı biri olmasıdır. Ve yine ilginç olan; bu yapay yüceltmeden tatmin olan, bunu tam da yasaklanan bir tapınmaya dönüştüren, yüceltenden başka kimse değildir. Yüceltme, şekli çoğaltan ve  bu kıskaçta özü bastıran...

''Boş Zaman Satılık''

Belki de ilk yanılgımızdı hayatımıza en başından bize verilmiş bomboş bir zaman olarak bakamayışımız. Onu bizden başka her şey ve herkes dolduruyor çünkü. Bizden başkaları mı yaşıyor bizim hayatımızı. Tamam, toplumsalız. Bir bardak çayı tek başına içememe gibi bir tatlı kabahatimiz var. Fakat bazen öyle abartıyoruz ki sanki ne hayat  ne zaman asla bize &ou...

Ebedî Yatırım

Sevgili Peygamberimiz’in bu veciz anlatımı, kişinin kendi çabasıyla elde ettiği ve üzerine titrediği malını, maddi değerine ilaveten manevi bir değer de katarak nasıl daha kıymetli hale getireceğinin yolunu göstermektedir. Geçici dünyada elde edilen servetin getirisi de geçicidir. Bu getiriyi kalıcı kılmanın yolu o servetin sahibine aittir ve bu da ancak ...

Öfke Baldan Tatlı mı?

Sevgili Peygamberimiz “Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateşi su söndürür, dolayısıyla biriniz öfkelendiği zaman abdest alsın” (Ebû Dâvûd, Edeb, 3.) buyurarak da öfkenin şeytanla ilgili olduğuna dikkat çekmiştir. Öfke, insanın iradesini zayıflatarak onu her türlü olumsuz yönlendirmeye açık hale getirmektedir. Atalarımızın “Öfke gelince akıl gider” diyerek tarif ettiği bu hâl elb...

Şimdi Öl/ Ol Ayakta!

Zamanı böldüğünde onu durdurma imkânını elde edersin. Paşa gönlü bilir. İsterse durmasın. Umurunda olmaz artık senin. Zamanı tutuklamışsındır bir namazlık üstünde. Varsa cesareti geçsin. İyi bir şey yapıyorken öyle geçip gidemez o. O da O’nun kuludur.  İyiliği sever. Olması için acele eder. Gerçekleşinceye kadar ...

''Allah ve Rasûlü Daha İyi Bilirler''

“………nedir, bilir misiniz? -Allah ve Rasûlü daha iyi bilirler. Yağmur, her toprağa aynı letâfetle sunar damlalarını.  Göllenebilmek için nefsini tutmak gerek. Kendini bilen diz çöküşler, hoşuna gider de hikmetin, muhatabının aczi idrakinde tefsir ettikçe eder tafsilatını. Toprağın da söyleyecek söz&...

Bir Hadisin Işığında: Meşru Savunma Hakkı

Bu hadis-i şerifle, insanın, başta canı olmak üzere kutsal ve dokunulmaz değerlerini savunmasının en doğal hakkı olduğunu bildiren sevgili Peygamberimiz, bu hakkı kullanan kişinin maruz kalacağı en kötü ihtimal olan can kaybını şehitlik gibi yüce bir mertebeyle tanımlayarak, meşru müdafaanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istemiştir. Haksız yere bir cana kıymayı...

Önce Kul Sonra Rasûl

Yorumunu yaptığımız hadis, Allah Rasûlü’nün, kendisi hakkında aşırı ve abartılı değerlendirme yapacaklara, önce kul, yani insan olduğunu hatırlatan önemli bir uyarısıdır. Nitekim teşehhüdü öğrettiği bir adam, “Şehadet ederim ki, Muhammed Allah’ın Rasûlü ve kuludur.” deyince Hz. Peygamber, “Ben Rasûl olmazdan &...

Karaya Sarılıncaya Dek

Zaaflarımızı niçin tanımazlıktan geliriz bilinmez ama, bizim onları tanımadığımız kadar, onların bizi tanıdığı ve kullandığı bir gerçek… Varlıklarını bile bile yok saymakla, onları, nasıl ilgi çekeceğini bilemeyen bir çocuk dengesizliği içinde bırakarak, sendeleyenin bizden başkası olmadığı da… Tıpkı olmadığını bile bile varlığını iddia ettiğimiz ...

Kitap İnmeyi Bekliyor

Sözün kaderi özdü ve azdı. Söz bunun bilincindeydi. Bir zaman geldi son kez söylendi . Ağırdı/sakîldi. Ağırlığı son kez söylenmesinde ve aynı zamanda sonsuz anlamlı olmasındaydı. Bu köye başından beri mavi sayfalar uğradı. Köy halkı ne zaman çaresiz kalacak olsa bir çare söylendi ona gökten. Bir söylendi, aldıran az...

İstemeyi Unutmak

Kitabın kapısından içeriye adım atarken ve dışarıda kalan isteklerin her biri o kutsal fanusun camına burnunu yapıştırmış olarak kayıp düşüveriyor. Sürekli “verdiği” için midir? Anlamla doldurduğu için… İnsan ona aklını verdikçe yüreğini doldurduğu için. Yüce olanı verdiği, basit olanı çekip aldığından mıdır...